Archive for the ‘kaos’ Category

kurumsal liman

July 26, 2013

gülüyorum bazen, kızıyorum ama çoğunlukla..asla düzelmeyecek sistemde yanlışlıklarla mücadele edebilmek adına saatlerce plan yaparken buluyorum kendimi. sonra susturuyorum, bitmek bilmez listelerden ibaret çözüm önerilerimi.

Kimsenin herhangi bir problemi yok, bu sorunlarla arasında.. Herkes memnun, bürokrasiyi artırdıkça bir işin bitme süresi pardon kendine ulaşma süresi o denli artıyor. Bu da onun bir nevi başarısı, kendi yarattığı güvenli bölgesi haline geliyor.

Bu durumda;
“bu bilincin kaldırılıp sorumlulukların net tanımlanıp en başta ülkeyi yönetenden itibaren başlayarak amaç iş bitirme ve standart işler yaparak sapmaları engellemek olmadığı sürece;
Herkes kendi kurumsal limanına çektiği teknesini emekliye ayırana kadar emgin denizlere acmaz.”
Kurumsal limanlarda paslanan tükenen ömürler pardon gemiler ve asla bir yerden bir yere ulaşmayan işler birikir durur.

bazen…

December 19, 2012

Herkes gibi bir hayat istiyorum..hatta alisveris yapanlara, disari cikabilenlere, is arasinda kacamak yapip dinlenebilenlere ozeniyorum..kimi zaman gipta ediyorum.
Sonra kendime bakiyorum:
Askim icin yillarca bekledim.
Oglum icin hayatimin surekliligini hic dusunmedim.
Isim icin hep tirnaklarimla biryerlere geldim.
Ilk ikisi icin degdi. Bunu isim icin de soyleyebilecek miyim acaba??
Bunca, emek-yorgunluk-vazgecisler yerini dolduracak bir rahatliga-huzura kavusturabilecek mi?! Hic sanmam!
Hicbis is yok ki tanidiklarimi mutluluktan costursun..
Poffff

soru??

December 4, 2012

Hayatimin surekli hastaliklarla beni sinamasi normal mi??beni ne kadar guclu kilmak istiyor??daha ne kadar daha yolumun oldugunu dusunuyor??
Artik-
Bir problem belirdiginde; panik olmayacak hale gelmemin beni panik etmemesi ne kadar dogal ve bu bana ne kazandiriyor olabilir??
Bilemiyorum..

bazen..

November 26, 2012

Bazen cok mizmizlaniyorum, farkinda olmadan; agrilarimdan dem vuruyorum, spor yapamamaktan, seyahat edip fotograflar cekememekten veya daha da ileri gidip evdekilere satasiyorum; en basiti jr’in ergen birey gibi davranmasina takiliyorum.
Onemli olan takacak bisiyleri buluyor olmam, basariliyim.
Saglik Danismanim haline gelen sevgili doktorum, bana yine hayat dersi verdi. Bunlari yasamak benim tercihim. Gel de uzulme; gece gunduz aglamadan dur! Gozumu kapayip, uyuyabileyim, nasil?? Yapabileceklerini siralayip surekli aklindan keskelerini listelemeden dur, aklina gelebilecek dermanlari aramadam dur…
Su an, basucundayim. Bugunde onu gordugum icin mutluyum, bugunde elimi tutup yavrum dedigi icin ve bei boylesine sevdigi icin hem hayata hem de O’na minnettarim. Alipta verdigi her nefes benim sihhatim halindeyken, ben nasil vedalasirim? Herkes, inanilmaz metanetli, bir ben degilim-olamiyorum.
Oylesine sey’ler yasamis ki, yokluk-savas-zenginlik, benim icin asilmazlari kendi capinda koy ile kent arasina SIKISMIS sekilde tamamlayabilmis. Egrisi dogrusu ile hesaplasmis babannem. Ben, o gencler gibi olmadim; bikmadan unutup anlattiklarini ilk defa dinler gibi dinledim, kulaga kupe olsa ne yazar ama olsun o mutlu olsun diye dinledim. Nasil agrisi var, inledilce agladim, bana bakti sakin dedi. Ben kendi acima inliyorum, senin canin yanmadikca sen uzulme! Ben senin canin acisa uzaktan bilemem ki..
Bana her daim anlatan, yol gosteren babannem, seni hic uzmemeye calistim. Lise hallerimde arada off diye kactigim olmadi mi oldu ama elimden geldigince hep yaninda oldum-olmaya calistim. Sen de dayan, az daha yanimda kal. Bak suprizlerim olacak sana, seni mutlu eden…nolur, benim – bizim icin, hatta kendin icin…
Niceleriyle karsilastim; iyi si/kotu su- yalancisi-dost canlisi-firsatcisi-faydalisi-ogreteni-Hesapcisi-vicdanlisi-egoisti-delisi-enerjigi-bitkini…daha da niceleriyle karsilasacagim; babannem hep soyler:
‘Allah’tan korkan-kuldan utanan ile birlikte ol’ umarim sansim yaver gider, hep iyiler hayatimda, oyle ya da boyle haberli veya habersizce, ama benim istediklerim ve en onemlisi curuk elmalar disarda.
Ama yanimda olmani istediklerimdensin babanne’m, simdi savas zamani, boyalari surduk-elimizde kolumuzda ne varsa sunduk, sira sende.
Babannem, yapabilirsin! Cok basit-tutun hayata, tipki gecen yil gibi!
Torun’un

sometimes

November 21, 2012

You have to give up on people. Not because you don’t care, but because thet don’t.

blue

March 9, 2012

karanlık bir ışık

March 5, 2012

gözlerimi kapıyorum; kimi zaman herşeye…

varsa – yoksa, bir tek sen.

sonra açıyorum gözlerimi, derinlerde çalıyor Bach.

piyano, obua, keman,
tamamlıyorlar birbirlerini, birbirlerinin ardı sıra…
yanımda bir parça arıyorum, koku-ses-his…
Boşluktayım.
bir gözüm karanlıkta
diğeri ise açık; ışığa savaş açarcasına…

gölge&gölgelenmek üzerine

January 25, 2012

yüzünü güneşe dönen gölge görmez…

can can’ı kaybetti, bendeki can yanıyor..

October 3, 2011

ne kelimeler, yeterli kalıyor, ne sozcukler..kısır kısır iki lakirdi neticesinde binlerce kilometreleri asan minik alet icimdekileri aktarmama engel oluyor..yapamiyorum, bisiy tikaniyor ve “NASILSIN” diye sormak haricinde konusamiyorum..

NEDEN?

senin can yanarken, aklimda birtek sen varsin, bir kedi icin bile uzuntunden yemek yiyemedigin gunu hatirliyorum..simdi ise cok sevdigini, kiyamadigina dogru ugurladin..senin durumun hep dusuncemde..senin duygularin..cok bencilim biliyorum.. 😦

seni her gun durup durup dusunuken, NASILSIN disindaki sorularin cevaplari anlamsiz ve yavan kaciyor..cok bencilim biliyorum.. 😦

beklentilerini bosa cikarmis olmanin uzuntusu de cabasi, ama bir tek  senin ruhunun icindeki kasirgayla ilgileniyorum, cok cokbencilim biliyorum..cok uzgunum..

hatirliyor musun, ben siginacak anlar aradigimda ailem haricinde bir iki kisiyle yillar icinde yakaladigim o iletisimi bir anda yakaladim, demistim. zira her gun tekrarliyorum, unutmana imkan yok. ancak, hatirlar misin bilmem ama benim hep aklimda;

terasta, kuru kuru demli caylari icip kendimizi evreni sorgularken yakaladigimizda kahkahalara bogulup sonra bir an islanan gozlerinle bana bakip izmir’ deki evinde hep ayni kosede oturdugunu anlatmistin..

hayalimde canlanan: izmir’deki seni anlatiyorum:

yagmurun topraga degdigi ilk an cikan koku odayi doldurmus, sabah mahmurlugu yuzune yayilmis halde minik bir salona giriyorsun..esyalarin cogu 60-70′ lerden kalma. neredeyse, sonbaharda dusmemek icin direnc gostermis kizil yapragin rengi gibi olan berjere dogru yuruyorsun, ayaginda kocaman pofuduk terlikler ve salas acik mavi pijamalar uzerinde…ve hep ayni sicak bakislar gozlerinde…

tum insanligi sevisini seviyorum senin, yuregini, nerede olursan ol benim icin izmirdeki o kosendesin sen; mutlusun, hep mutlu…

canim arkadasim;

yaninda olamadigim icin

telefonda konusamayanlardan oldugum icin

sade kendimi yaziyla ifade edebildigim icin attigim SMS’ler harici arkadasin olamadigim icin

COK OZUR DILERIM

her dusuncemi ozgurce ifade edebilmem gerektigini belirterek, herseyden konusmayi ogrettigin halde, hala sana HERKES GIBI bassagligi dileyemedigimden dolayi cok uzgunum..

bir hircin deniz – bir mulayim kumsal

August 12, 2011

korkularim var gelme uzerime, vurma benim yuregime deli deli!

ne olurdu az evvelki gibi gelsen oksasan sonra soylesen sevdigini?

ama bu lodos deli sen ondan daha deli, verdigin kulagini lodosa unuttun karsindaki beni.

karadenizi aratmiyorsun yine hircin sevgili…

o azgin dalgalarinla iskele bile kayboldu; ben nasil dayanabilirim al sana zorlu bir soru?

kumlarim vardi -daha az evvel- milyarlarca ruhlarin dokundugu ve onlarla beraber  binlerce izler.

hepsi kayboldu hepsinin uzeri kaya gibi taslarla doldu: soyle onca ruh nereye kayboldu?

icimden seni kucaklamak gelirken, ruzgarla beraber ezerken beni yine sen:

bir sonraki dalgada seni nasil sevgiyle kucaklarimin hayaliyle doluyum ben…

ey, hircin deniz,bakma bu mulayim kumsala sen!

kacamak bir bakisin icimi eritiyor,

gel ve kucakla durma uzakta ey yar;

hep karsinda yaninda yamacinda

ve hep burada – uzerimdeki binlerce ruhun dokunusuyla –

BEKLIYOR-BEKLIYOR-BEKLIYORUM…

akdeniz-august011