-“…bir buyu yapti bana..ellerimi gozlerimi kenetledigi gibi hapsetti icime beni..bir ben oldu benden daha da iceri.derinlere indikce dibin sonu gelmedi, bogdu beni bogdu tum hayallerimi…icim acidi sanki..simdi dusunuyorum da, bir hicti-hiclikti..gozleri o pis sokak kedisinden daha cikarci/arsiz ve sevimsizdi..elleri gecen gordugumuz sokak saticisindan daha beceriksizdi; ne uzanan bir kugu ne ucan bir turna yapabilirdi. peki simon, sen nasil betimlerdin?”
-“kabus, nefs, hakimiyet, engellinin yanlizligi ama acizliginden degil isyanindan, kisaca caresizlik ” dedi..icinde birazcik bile duygu yoktu
kaldim bir iki dakika; simon beni yine oyaliyordu.ickisini tazelemek icin dogruldu ama sanki birseyler soylemek istiyordu, bogazini temizledi. firsat vermemeliydim. umursamadan devam ettim, cunku anlatmak ve bugun burda onun ne $amanligi ne de baska diyarlarda anlatigi buyulu hikayeleri kalmaliydi..hepsi tukenip yok olmaliydi. simon gelecegi tahmin etmeseydi su an burda zaten olmazdim…
anlattikca anladim, simon yerine karsimda oturan mia idi ve benden baska herkes mia’ yi cozumlemisti, en once de O.. meger, butun buyuyu ben yaratmistim, tilsimlar bir degil bin, sunulan doyumsuzluk sinirsizdi..cunku ben actim. onca temizlik, onca guzellik doyulmazdi cunku hepsi benim emegimdi severek-ozenerek yarattigim. anlattikca simon dinledi. ben cozuldukce o beni cozumledi..soru veya sorun yoktu. ben degil, baska biri anlatiyordu ben sadece ayna idim…
onca doku kusurlandi cunku ortusmeyen bir dolu sey vardi. anlattikca gun yuzune cikan birseyler oldu hep, beni daraltan.. hani bogucu bir hava, kasvetli ortam degildi aslinda elimde bir zimpara vardi ve ben anlattigim her kareden kendimi izim silinene kadar kaziyordum..kanayana dek tenim, patlayana dek beynim, kuruyana dek gozlerim… surekli-aci cekerek. ama yine de inatci ruhum bekletiyordu beni ara ara..simon’ dan deneyimlerimi degerlendirmesi icin..
yasanacaklari nasil goremedim? oysa;Â ‘gitme, daha ne suprizler cikacak bak izle’ demisti, cunku dunya ona ait degildi ve o da merakla her ani bekler gibiydi… hatta bir defasinda ‘ben bile bunca peri masali – peri dokunusu ongormemistim” demisti, yanimda uzanirken..
iste butun dugum orada oylece cozulmustu ama ben goremedim..
simdi mi? simdi, gozlerim acildi.
yer : o karmancorman salas barlarin oldugu fi tarihinde gectigimiz sokakti, aklimda kalmis iste biryerlerden…
sesler : sokaktaki icice bir dolu dukkandan gelen anlamsiz gurultu kirliligi idi..o da belirsizlikleri guclu kiliyor ama yasananlari canli tutuyordu nitekim.
ve asina yuzler : hic zorluk cekmemek icin bilincaltimin sectigi unutulmaya yuz tutan silik simalardan ibaretti.
anladim ki; hersey benim hazirladigim sahneydi. hem de vakti zamanin akun sahnesi kadar basit ve tekduze..
butun gun-gece-yagmur-camur: benim belirledigim isik sisteminin eseri.
diyaloglar : yillardir okuyup icime kazidigim eserlerden alinti tepesi.
hele en vurucu olan ise; yanindakiler degil de karsindakinin selam vermeyecegin tiplerin en basinda gelenlerden oldugunu anlamak idi..
simdi ne mi yapiyorum? simonun yanindayim iste, beni dinleyen kimsenin bilmedigi benimse yillar evvel ogrendigim oz amcamin yanindayim..
zavalli mia, sakince dingin sularina cekildi, dinleniyor. icinde milyonlarca ciglik onu bogacagini dusunurken, ongorulerinin haksiz ciktigina akil sir erdiremeden huzur bulmus olmanin saskinligi icinde. huzur var icinde ama bir adim otesi dehlizlerin karanligi.. korku yok sadece bir parca endise, bu curumun ters artcisi ya o dehlizlere yine iterse?
_kumandan nerede
5